Elektrik Mühendisleri Odası (EMO) Samsun Şubesi Başkanı Mehmet Özdağ , 1 Ocak 2018’den geçerli olacak elektrik zammına ilişkin bir açıklama yaptı.
Samsun Elektrik Mühendisleri Odası Başkanı Mehmet Özdağ, elektriğe yüzde 8.8 oranında yapılan zam ile ilgili "Son 15 yıldır yandaş şirket kollaması ile yürütülen plansızlığın ve kar hırsının faturasını bugün halkımız pahalı enerjiyle ödüyor" dedi.
EMO Samsun Şube Başkanı Özdağ, elektriğe gelecek olan yüzde 8.8 oranında ki zammın halka yeni yıl hediyesi olduğunu söyledi. Enerji Piyasası Denetleme Kurulunun (EPDK) 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren yürürlüğe koyacağı zam ile ilgili BOTAŞ’ın doğal gaza yaptığı yüzde 8’lik zam ve YEKDEM maliyetlerinin gerekçe gösterildiğine dikkati çeken Mehmet Özdağ, yüzde 8.8 oranındaki elektrik zammı ile ilgili şunları dile getirdi.
"Bu gerekçelerle elektriğe yüzde 8.8 zam yapılamaz. Çünkü; 2017 yılında Kasım ayı sonuna kadar üretilen elktriğin yüzde 38’i doğal gazdan üretilmiştir. Ayrıca, YEKDEM üretimi toplam üretim içerisinde yüzde 15’ler düzeyindedir. Her iki gerekçe de elektriğin yüzde 8.8 zamlamasına gerekçe olamaz. Elektriğe yapılacak zammın esas gerekçesi AKP hükümetlerinin 15 yıldır yandaş şirket kollaması ile yürütülen; serbest piyasa diye plansızlığın ve kar hırsının egemen kılındığı enerji politikasıdır. Bu politikalarla dağıtım şirketlerinin fonlandığı, sanayicilerin kollandığı, faturanın ise doğrudan ve dolaylı yöntemlerle yurttaşlara yıkıldığı bir düzen kurulmuştur. Bu yıl içerisinde Almanya’da 100'den fazla kez enerjide eksi fiyat uygulaması yani enerji tüketimleri için üste para ödemesi yapılmıştır. Çünkü Almanya 20 yıl öncesinden uygulamaya koyduğu enerji politikalarının sonuçlarını bugün toplamaktadır. Enerjide bugün ödediğimiz faturanın temeli yıllardır uygulanan ithal fosil kaynaklara dayalı, plansız ve kamusal çıkarlar yerine yandaş şirket çıkarlarının gözetildiği politika ve günü birlik kararlardır. Bu gün nükleer için ortalama fiyatların iki kat üzerinde dolar bazında verilen alım garantileri ile kömür için verilen çok yüksek alım garantileri de önümüzdeki 20 yılda enerji faturamızı suni olarak artıracak, halkımız en doğal insan hakkı olan enerjiden mahrum kalacak, sanayimiz enerjiyi ucuza mal eden ülke sanayileri ile rekabet edemeyecektir. Yaşayacağımız ve yaşatacağımız çevre felaketleri de cabası. Türkiye güneş ve rüzgar gibi yenilenbilir potansiyelini 20 yıldır yeterince kullanmamıştır. Kasım ayında yenilenebilir kaynakların toplam üretimdeki payı yüzde17 olarak gerçekleşirken kömürün payı yüzde 36 ve doğalgazın payı ise yüzde 46’da kalmıştır. Güneş ve rüzgar enerjisi ihalelerinde 2017 itibariyle eksi fiyat dönemi başlamıştır. En son 25-28 Aralık 2017 tarihlerinde yapılan rüzgar enerjisi kapasite tahsis yarışmalarında kazanan projelerden 58'i için eksi fiyat teklifleriyle ihaleler sonuçlanmıştır. Yakın gelecekte elektrik depolamanın da eklenmesi ile birlikte yenilenebilir enerji ile ekonomik olarak rekabet edebilecek bir başka enerji kaynağı uzun süre olmayacaktır. AKP enerji yönetimi bunun farkına varmalıdır. Elektrik enerjisinin kamusal bir hizmet olduğu dikkate alınarak, günü birlik siyasal çıkarlardan ve siyasetçi-yandaş ilişkisinden uzak bir anlayışla yönetilmesi gerekmektedir. Sanayicileri olduğu kadar sesini duyurmak için örgütlü bir yapıya sahip olmayan geniş halk kesimlerini de koruyacak bir hakkaniyet ilkesiyle elektrik kullanıcılarına yaşatılan mağduriyetlere son verilmelidir. Enerjide öncelik halkımıza ucuz, kesintisiz ve kkaliteli enerji sunumu olmalıdır."