Siyasetle ilgili biri olduğumdan etrafımda birçok arkadaşım –siyasetin içinde olanlar- bir şekilde bir yerlere geliyorlar. Benimde elime çok fırsatlar geçmesine rağmen nedense bu fırsatları değerlendirme şansı bulamadım. Lakin arkadaşlarımın da bir yerlere gelmesi gerçekten sanki ben bir yerlere gelmişim gibi sevindirir beni.
Olay bu açıdan bakarsak, dünyanın düzenine göre, yaratılış gayesine göre olması gereken de budur. Şimdi gerçekten ihtiyacınız olduğunda makam mevki sahibi arkadaşlarınıza gidemeyeceksiniz ne anlamı var arkadaşlığın dostluğun. Bir acı kahve herkesle her zaman içilir. Ama bu dostluğun bir göstergesi midir? Bence değildir.
Makamlar mevkiler eğer senin önceki çevreni tamamen değiştiriyorsa, senin benliğini, senin tarzını etkiliyorsa o zaman gerçekten geldiğin yer seni sen olmaktan alıkoyuyordur. Bu da senin kimliğinin, duruşunun değişmesi demektir. Yani senin makama kul oluşun demektir.
Yola çıkarken yanında olanların değiştiğini görmemek insanın en büyük hatası bence, hele ki makamların gücü senin gücünün geçtiğinin farkına varamamak en kötü huy olsa gerek!
Onun için ilk önce insan kişiliğine, duruşuna saygılı olacak. Vefanın ne demek olduğunu bilecek. Bilecek ki kendisinin zor anlarında veya o makamların gelip geçici olduğunu anladığında, yani her şey bittiğinde tekrar arkadaşlarına, ortamına dönebilecek. Oturup dostlarıyla bir acı kahve içebilecek.
Çok öyle tanıdığım var benim, makamdan sonra değişen, makamdan sonra kendinden, kişiliğinden vazgeçmiş olan. Duruşunu yitirmiş olan. Ama öyle arkadaşlarım da var ki, kendinden taviz vermeyi bırakın, makamını hakkıyla kullanıp, hizmet eden, makam gittiğinde bir acı kahve için ortamların olmazsa olmazı. Çünkü o vazgeçmemiştir. Çünkü o makamların gelip geçici olduğunun farkında olmuştur. Bu yüzden yeni arkadaşları yeni tanıdıkları olmuştur ama eskileri de hiçbir zaman unutmamıştır.
Herkese layıkıyla işini yapacak olan makam sahibi arkadaşlar nasip etsin Rabbim!
Selametle!